Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, 18 Ekim 2017 tarihinde Bereket Tv ve Bereket Hayvancılık Tv nin ortak ve canlı yayınında Umut Özdil ile Gündemin Bereketi programında küçükbaş hayvancılık sektörünün gündemine dair birtakım değerlendirmelerde bulundu.

Daha çok canlı hayvan ve et ithalatının konuşulduğu programda TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik izleyicilerden gelen soruları da cevaplandırdı.

Genel Başkan Çelik konuşmasının başında kırmızı et ithalatının bu ülkenin bir yarası haline geldiğine işaret ederek ‘’ Bu yara kangrene dönüşmeden bir an evvel tedavi edilmesini istiyoruz. Çünkü bizim yetiştiricilerimizi sektörden, üretimden çekilme zorunda bırakacaktır. Elindeki ürünü satamıyor, değerlendiremiyor. Şu an ülkemizde et sıkıntısı göremiyoruz. Kurbanlıklarımız halen işletmelerde duruyor. Neden küçükbaş hayvan ithalatına ihtiyaç duyalım. Doğrusu biz Merkez Birliği olarak ithalatın her türlüsüne karşıyız. Hele hele karkas et ithalatına tümden karşıyız. Bizim bunu kabullenmemiz mümkün değil. Biz bunu savunursak yetiştiricimize ihanet etmiş oluruz. ‘’ şeklinde konuştu.

Damızlık hayvan ithalatına gerek duyulabileceğine vurgu yapan Çelik ‘’ İthalat yapılır. Ama nasıl yapılır. Diyelim ki biz herhangi bir ülkenin koyununu burada çoğaltmak istiyoruz. Biz bu koyunun anacını getirip damızlık olarak ithal edebiliriz.  Dolayısıyla bu damızlıkları hangi işletmelere verdiğimizi de bizim bilmemiz lazım. Bu damızlıklarında işletmelerde en az 5 yıl tutulması lazım. Bunu aksine hareket eden tüm tüccarlar ve Baronlara ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Devlet denetim işini yapmalıdır. Anaç materyal getirilecekse bu da Merkez Birliğimizin organizasyonunda olmalıdır. Türkiye’deki 260 bin yetiştiricinin adına biz her yerde gururla anlatıyoruz. Biz Avrupa’da birinci sıradayız. Sonuç itibariyle biz neden küçükbaş İthalatına gerek duyuyoruz. Burada kim kazanıyor, kim zengin oluyor. Buna bakmak lazım. Sadece aracılar kazanıyor.’’ dedi.

Yetiştiricilerin sektörü terk etmesinin ve elini hayvancılıktan çekmesinin meraları sahipsiz bırakacağını ve ülkenin refahı ve selametini tehlikeye düşüreceğini ifade eden Çelik, isim vermeden bazı Birlik Başkanlarının şu anda ithalat işine girdiklerini belirterek ‘’ Bunlar ithalat yapacaksa bu damızlık birlikleri neden kuruldu. Sen damızlık birliğinin başında bunu yapıyorsan o sektöre ihanet ediyorsun demektir. Birlik başkanı damızlık yetiştirir, ıslah yapar, yetiştiricilik yapar. Birlik başkanları ithalata bulaşmamalıdır. Tam tersi ithalata karşı dimdik durmalıdır. ‘’ dedi.

İthalatın her türlüsüne karşı olduğunu yineleyen Genel Başkan Çelik, daha çok üreterek ithal eden değil ihraç eden bir ülke olarak bunun gururuyla yaşamanın gerektiğini söyleyerek günümüzde gıdanın önemine dikkat çekti. Çelik, ‘’Biz çok güçlüyüz. Allah’ım bütün güzellikleri ülkemize vermiş. Allah’ın bu lütfuna her zaman hamd ediyoruz.  Şükür ediyoruz ve bunu iyi değerlendirmemiz gerekir. Biz vicdanımızın sesini dinleyeceğiz ve ülkemizin milli meselelerini ön plana çıkaracağız. Biz burada doğruları söylemekle mükellefiz. Bakanlığımız birçok destek veriyor. İşletme sayılarının artırılmasına yönelik sektörün devamı ve kırmızı et açığının kapatılması anlamında hükümetimizin alternatif projeleri vardır. Özellikle genç çiftçi hibe projesi. Sadece küçükbaşta geçen yıl 80 bin hayvan dağıtıldı. Bu yıl aynı şekilde proje devam ediyor. Bunun alternatif projeleri de gelecek ama ben bu gelişmeleri bir hakem olarak izliyorum. Bu da tüccarın eline geçmiş.’’ şeklinde konuştu.  

Çelik, Proje kapsamında her bir genç yetiştiriciye 38 koyun veya keçi ile 2 adet koç veya teke verildiğini söyleyerek ‘’ Tüccar yine devrede. TİGEM’den bunu alıyor. Teknik şartnameye uygun olmayan hayvanları yetiştiriciye veriyor. Bedava bulmuşsun ne istiyorsun al bunu diyor. Her gün birlik başkanları beni arıyor. Ben kesinlikle bu olaya da müdahale edeceğim. Önümüzdeki sene 2018 de bu taşeronları söz veriyorum kesinlikle aradan çıkacağım. Bu işi Merkez Birliğimiz organizasyonunda il birliklerimiz yapacak. Merkez Birliğimiz denetleyecek. Yanlış yapıldığında onun hesabını birlik başkanına soracağım. Aksi halde bu işe müsaade etmeyeceğim. Kesinlikle bu konuyu Cumhurbaşkanımıza da ileteceğim. Bakanımıza da ileteceğim. Bu gidişe dur demek bizim boynumuzun borcudur.’’ dedi.

Ortalama etin kilosunun aracı olmazsa maliyet olarak 30-35 lira olduğunu ve bu konuda Et ve Süt Kurumunun mağazalarında satılabileceğini kaydeden Çelik, ‘’ Et süt kurumu bu işi yapsın ama ithalat yapmasın. Bizden hayvan talep etsin biz verelim o satsın. Hem tüketici kazansın hem üretici kazansın. Dolayısıyla paranız bilinmeyen yerlere gitmesin. Diğer anlamda da hep diyoruz ya et fiyatı diye. Bir kilo baklava 80 liradır. Şu an piyasa şartlarına baktığımızda et fiyatları çok uçuk değildir. ‘’ dedi ve Ülkenin her tarafından katkı verecek insanları getirerek bir Hayvancılık Şurası düzenlenmesi gereğine işaret etti.

Halen uygulanmakta olan Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Projesinde yaşanılan sıkıntılara da değinen Genel Başkan Çelik, 2016 yılı sonlarında doğan kuzuların kaydı tutulmasına rağmen ve bu konuda bütün hak ve görevlerini yerine getirdikleri halde şu andaki Tebliğ nedeniyle yetiştiricilerin bir hak kaybına uğradıklarını ifade ederek bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağını ve bu konuda çalışmaların başladığını, Müsteşarı, TAGEM ve HAYGEM genel müdürlüklerini bilgilendirdiğini, bu konuda çalışmaların hızla devam ettiğini söyledi.

Programda meralar ile ilgili gelen bir soruya da cevap veren Genel Başkan Çelik, küçükbaş hayvancılığın meraya dayalı bir hayvancılık dalı olduğunu ve meraların aciliyetle ıslah edilmesi ve koyun keçi yetiştiricilerine teslim edilmesi gereğine dikkat çekerek ‘’ Bu yapılmadığı müddetçe meraların verimli olmayacağı ve sonuca ulaşılamayacağını düşünüyorum. Dolasıyla bu konuda taleplerimiz vardır. Meralar sahiplerine verilmeli. Meraların sahipleri kimdir? Koyun keçi yetiştiricileridir. Bir kere meraların yönetiminde biz yokuz. Bizim mera komisyonlarında doğal üye olmamız lazım. ‘’ dedi.

Göçer hayvancılığın sorunlarını da anlatan Çelik bu konuda da nakliye sıkıntısını dile getirerek ‘’  Doğu ve güneydoğuda göçer hayvancılık yaygındır. Urfa, Siirt, Diyarbakır gibi iller çok sıcak oluyor. Bu hayvanlar nereye gidiyor. Serin illere, örneğin Bitlis’e. Sonra kırsalına dönmek istiyor. Hayvanlar gebe. Hayvanların dönüşü için şuan ilgili Kolluk Kuvvetleri hayvanların seyir halinde gitmesine müsaade etmiyor. Bunun nakliye araçlarıyla yapacaksınız diyor. Gebe hayvanları bizim şu anda nakliye araçlarına yüklememiz taşlı yollarda ciddi manada kuzu düşüklüklerine sebep olur. Yani bu tür şeylerde bölge valilerimizin duyarlı olması gerekiyor. Her şeyi bakanlıklardan beklememeleri lazım. Bu ülkenin milli meselelerinde inisiyatif kullanmaları  lazım. Zaten göçer hayvanların  merada seyir yolları vardır. Belli güzergâhları vardır. Otlaya otlaya gider. Kulaklarında TC kimlik numaraları vardır. Ben hangi hayvanının hangi işletmede kimin olduğunu hemen söylerim. Dolayısıyla neden biz bu hayvanları nakliye ile taşıyalım. Kuzu düşüklüğüne neden oluyoruz. Bu sektörümüz için büyük kayıptır. Bir de bizim yetiştiricimiz nerden araç tutacak. Fazla maddi imkanları yoktur. Adam bir kuzu artırmak için gece gündüz demeden taşın üzerine kafasını koyup uyuyor. Allah’tan korkmak lazım. Bu insanlardan ne istiyoruz.’’ dedi.

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik programın sonunda 26 Ekimde Antalya’da SOYBİS ile ilgili bir toplantı düzenlediklerini ayrıca 25 Ekimde  Antalya Animal hayvancılık fuarına da 200 kişilik bir katılım olacağını ve bu fuarda Merkez Birliği için 250 metre kare stant açılacağını belirterek ‘’ Bütün yetiştiricilerimizin standımızı ziyaret edip soruları varsa bize orada iletmesini istiyoruz. Fuarı düzenleyenleri kutluyorum. Fuarın şimdiden ülkemize sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyorum.’’ dedi.