Türkiye Koyun Keçi yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, 26 Haziran 2024 tarihinde A PARA Televizyon Kanalında yayınlanan “ Tarladan Sofraya” programında Beyhan İncekara’nın canlı yayın konuğu olarak sektörün gündemine ilişkin çeşitli açıklamalarda bulundu.

Genel Başkan Çelik programın başında bir kaç gün önce Diyarbakır’ın Çınar ve Mardin’in Mazıdağı ilçelerinde çıkan yangınlar nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet ve ailelerine başsağlığı ile yaralı vatandaşlara şifa temennilerinde bulunarak yangından zarar gören bütün vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Çelik, tarladan sofraya giden yolun belli bir kesimin yolu olmadığını ifade ederek “ Tarladan sofraya giden yol 85 milyonun yoludur. Herkesin mutfağına, iş yerine sofrasına giden yoldur. Devlet uzun tatil günlerinde trafik kazalarının artmaması için yolarda kontrolleri artırıyor ya tarladan sofraya giden yolda iyi izlenmeli ve takip altına alınmalıdır. Bu yolda hem üretici hem de tüketici mutsuz. Kim kazanıyor. Aracılar… Dolayısıyla bu yolun sıkı takip altına alınması lazım “ dedi.

Küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin tarımın her safhasında yer aldıklarına işaret eden Çelik “ Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinden bahsederken tarımın her safhasında olduğumuz unutulmamalıdır. Yetiştiricilerimiz bulundukları yerlerde sadece küçükbaş hayvan yetiştiriciliği değil aynı zamanda bitkisel üretim de yapıyor. Dolayısıyla küçükbaş hayvan yetiştiricileri tarımın temel taşlarından birisidir. Küçükbaş hayvancılık bu ülkenin coğrafyasıdır. Bundan sonraki dönemlerde küçükbaş hayvancılığın önemi biraz daha anlaşılır hale gelecektir” ifadelerini kullandı.

Genel Başkan Çelik Atatürk’ün bir sözünü hatırlatarak “ Yüce Atatürk “Köylü milletin efendisidir.” demiştir. Yaklaşık bir asır önce söylenmiş bu sözün anlamı elbette çok derindir. Kırsalda yaşayan üretici ve yetiştiricilerin temel geçimleri tarım ve hayvancılık üzerinden olmuştur. Büyük önder bu veciz ifadeyi söylerken; İnsanların daima gıdaya, tahıla, proteine, tarım ve hayvan ürünlerine, meyveye, sebzeye, tahıla vb. ihtiyaç duyacaklarını ve talebin çok fazla olacağını, üretici üretmezse tüketicilerin gıdaya ulaşamayacağını, böylece kıtlık olacağını ve insanlığın yok olacağını öngörerek tarımın ve çiftçinin önemini vurgulamak için bu ifadeyi kullanmıştır. Bir asır önce kurulan genç Cumhuriyetimizin nüfusunun yaklaşık yüzde 95’i tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlarken bugün bu tablo tersine dönmüştür. Onun için Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözünü kendimize şiar edinerek üretimi artırmalıyız “ dedi.

Yıllardır yaşanılan en önemli sorunlardan birinin gıda ürünlerinin tarladan sofraya gelinceye kadarki dönemde fiyatların artması olduğuna dikkat çeken Çelik, “ Tarlada çiftçimiz, yetiştiricimiz, ürettiğinden yeterince kazanamıyor diğer taraftan sofrada da tüketicimiz uygun fiyattan tüketemiyor. Üretici de tüketici de kazanamıyor. Peki, kim kazanıyor? Tüccarlar, simsarlar, toptancılar, komisyoncular, pazarcılar, perakendeciler ve marketçiler gibi çok sayıda aracılar kazanıyor. Dolayısıyla görünmeyen veya buna benzer birçok aracı lobisi vardır. Tarladan sofraya giden yolda neden bu kadar aracı var derseniz başta kooperatifler olmak üzere üretici örgütlerinin üretim ve pazarlama aşamasında yeterince aktif olmaması ve çoğu zaman ürettiklerini pazarlayamaması nedeniyle meydan aracılara kalmaktadır. Dolayısıyla tarladan sofraya gelen ürünlerin tüketicilere uygun fiyatlardan ulaşmasını sağlamak için üretici örgütlerinin piyasalarda etkin olarak rol almalarının sağlanması gerekmektedir. Hem üreticinin mutlu olacak şekilde hem de tüketicinin mutlu olacak şekilde adımların atılması bizim olmazsa olmazlarımızdır “ dedi.