90 milyon avro bütçeli çağrıyla süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üreten tarımsal işletmelerin yapım işleri, makine ekipman ile hizmet alımları ve görünürlük harcamalarına yönelik giderler desteklenecek.

IPARD III Programı gereğince, Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar Tedbirinde baz hibe oranı yüzde 60 olup dağlık alanda yapılan yatırımlar ve genç çiftçiler ve üretici örgütleri tarafından yapılacak yatırımlar için bu oran yüzde 70’e kadar çıkabilecek.  Ayrıca atık su ve atık yönetimi ile ilgili yatırımlar veya atık yönetimi ile bağlantılı yenilenebilir enerji veya döngüsel ekonomi tipi yatırımlar için ekstra yüzde 10 olmak üzere kümülatif destek en fazla yüzde 75 olarak destek belirlendi.

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik konu ile ilgili olarak A Para dergisine değerlendirmelerde bulundu. Çelik, değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi.

“ Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından IPARD III Programı üçüncü başvuru çağrı ilanında yer alan destekleri tarımsal işletmelerin fiziki varlıklarına yönelik yatırımlar açısından son derece olumlu karşılıyoruz.

Bu destekler ile direkt hayvancılık ile ilgili tarımsal sanayi işletmelerinin desteklenmiş olması kırsal kalkınmanın desteklenmesi açısından çok önemlidir. Üreticilerin ve yetiştiricilerin ürettikleri hayvansal ürünler bu işletmelerde işlenerek yetiştiricilere büyük destek sağlayacaktır. Hayvansal üretimin artırılması, verimliliğin sağlanması bağlamında verilen bu destekler ile işletmelerin kapasiteleri artırılacak, istihdam imkânı sağlanacak, gıda üretiminde sağlanacak artışlar ile de tüketiciler daha uygun fiyatlar ile gıdaya ulaşabileceklerdir.

Tarımsal üretim ile tarımsal sanayinin bütünleşmesinde bu işletmelerin desteklenmesi üreticilerin ürünlerinin değerlendirilmesinde de çok önemli rol oynayacaktır. Tarımsal sanayi işletmelerinin çoğalması kırsal kalkınmaya büyük katkı sağlayacaktır. Bu işletmelerin güçlenmesi kırsal da istihdamı artıracak, kırsala dönüşü de hızlandıracaktır.

Gerek süt gerekse et üretimi yapan işletmelerimizin fiziki yönden güçlendirilmesini sağlayacak olan, 90 milyon avroluk bütçenin işletme yatırımları için kullanımı sektörün gelişimine artı değer katacaktır. Hibe oranının yüzde 60 olması yanında dağlık alanda yapılan yatırımlar ve genç çiftçiler ile üretici örgütleri tarafından yapılacak yatırımlar için bu oranın yüzde 70’e kadar çıkarılmış olması gençlerimize ve üretici örgütlerimize verilen bir değerin göstergesi olmuştur.

Ayrıca bu çağrıları sürdürülebilir gıda üretimi ve istihdam için de olumlu gelişmeler olarak görüyoruz. Destek almak amacıyla 81 ilden proje başvurusu yapılabilecek olması dolayısıyla ülke geneline yayılması da tüm girişimciler adına önem arz etmektedir. Dolayısıyla verilen hibe destekleriyle hayata geçirilecek olan yatırımlar kırsalın kalkınmasında önemli rol oynayacak ve kırsalda istihdamı artıracaktır. IPARD destekleri kapsamında hayata geçecek yatırımlar ile kırsal alanlarda mevcut tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi ve yeni iş alanlarının oluşturulmasının amaçlanması sektörün daha iyi noktalara gelmesine fayda sağlayacaktır.

Diğer taraftan küçükbaş hayvan ürünlerinin değerlendirilmesi açısından konuya yaklaşırsak geçmişte yapılan proje kabullerinde küçükbaş yetiştiriciliğine yönelik kabuller istenen ölçüde olmamıştır. Son 2- 3 yılda küçükbaş sektöründe yaşanan daralma alt yapının yetersizliği işletmelerin modernize ve işlevsel hale getirilmesi ve sektöre yeni işletme ve alt yapının kazandırılması açısından 3. programı önemsiyoruz. Sektörde son yıllarda görülen geri gidiş ancak bu ve buna benzer destek programları ile durdurulabilecektir. Kurumun proje kabullerinde küçükbaş yetiştiriciliğine yapacağı pozitif ayrımcılık geri gidişin durmasına sektörümüzdeki alt yapı açığının kapatılması ve modernizasyonuna olumlu katkı sağlayacaktır. 90 milyon avro bütçe yerli katkı ve yetiştirici katkısı hesaba katıldığında söz konusu program sektörümüze bir ivme kazandıracaktır. Geçmiş yıllarda birlik teknik elemanlarımıza verilen proje hazırlama eğitimi sayesinde yetişicilerimize teknik destek sağlanacak ve bu kaynaklardan yararlanma imkânları arttırılacaktır. Ancak bu tip programların başarısı sektördeki diğer acil ve önemli sorunların çözülmesi ile mümkündür. Bakanlığımızın bu tip programları yürütürken diğer tedbirleri de alması gerekeceği düşüncesindeyiz.”